Web sitemizdeki aktiviteyi analiz etmek ve daha iyi bir hizmet vermek amacıyla kendi çerezlerimizi ve üçüncü taraf çerezleri kullanmaktayız. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.

QNB Finansinvest Finans Odak

İrem Dışpınar 26 Kasım 2020 Perşembe
Altın onsta 1850 doların altında orta vadeli görünüm zayıf

Altın ons fiyatları son haftalarda satış baskısı altında kalırken, son dört ayın en düşük seviyelerine geri çekilmiş durumda. ABD’de daha güçlü bir ekonomik teşvik paketi yanlısı olan Biden’ın yeni başkan olarak seçilmesi altın ons fiyatlarının 1965 dolar seviyesine kadar yükselmesine neden olmuştu. Ancak Amerikan ve  Alman firmalarının ortak geliştirdiği koronavirüs aşısının etkinlik oranının %90'ın üzerinde olduğunu açıklanması ile küresel çapta riskli varlıklara yönelim gerçekleşirken, altın onsa olan talep belirgin şekilde azaldı. Buna paralel altın ons orta vadeli görünüm açısından kritik seviye olan 1850 dolar desteğini aşağı kırdı.

 

Yaşanan aşağı yönlü hareket ile 1800 dolara yönelen altın ons, kısa vadede bu seviyenin üzerinde kalma eğilimi ile dip oluşum çabası gösteriyor. Dolayısıyla da kısa vadede geri çekilmenin hız kestiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde altın fiyatlarında etkili olabilecek faktörlere baktığımızda; aşı haberleri, ABD’de ekonomik yardım paketi konusundaki gelişmeler, özellikle Aralık ayında ECB’nin varlık alım programı için vereceği karar ve Fed’in tahvil alımlarına yönelik olası karar değişikliği şeklinde belirtebiliriz.

 

Avrupa’da yeni kısıtlamalarla birlikte ekonomilerde daralma beklenirken, ECB’nin Aralık ayında Pandemi Acil Varlık Alım Programı'nda ve TLTRO’da artırıma, mevduat faizinde ise indirime gideceğine yönelik seçenekler masada bulunuyor. Diğer yandan dün akşam toplantı tutanaklarını açıklayan Fed, tahvil alım programında güncelleme yönünde mesaj verdi. Bunun yanı sıra salgının uzun bir süre ekonomilerde baskı unsuru olarak kalması beklenirken, önümüzdeki yıl ABD’de yeni başkan ile birlikte yardım paketindeki gelişmeler de önemli olacak. Her ne kadar aşı konusundaki olumlu gelişmeler altın onsta güvenli liman algılamalarını azaltsa da, majör merkez bankalarından ekonomileri desteklemek adına ek parasal gevşeme yönündeki olası adımları ve ABD teşvik paketi kısa vadede aşağı yönlü hareketi sınırlayabilir. Teknik olarak bakacak olursak; kısa vadede 1800 dolar desteğinin üzerinde dip oluşturması önemli. Orta vadede ise görünümün güçlenmesi için 1850 dolar direncinin aşıldığını görmemiz gerekiyor.

 

 


İkon-ok
İrem Dışpınar 19 Kasım 2020 Perşembe
TCMB’nin faiz artırımı sonrasında endeks tarihi rekorda
TCMB bugün gerçekleştirdiği toplantıda politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranının %10,25’ten beklentiler paralelinde %15’e yükseltilmesine ve tüm fonlamanın temel politika aracı olan bu faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verdi. TCMB TL’deki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın enflasyon görünümünü olumsuz etkilediğini belirtti. Buna paralel TCMB’nin enflasyon görünümüne dair riskleri bertaraf etme ve enflasyon beklentilerinin kontrol altına alma amacı güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirdi.

 

Küresel çapta artan salgın vakalarına bağlı olarak getirilen kısıtlama önlemleri ekonomilerde yavaşlamaya neden olurken, iktisadi faaliyetlere yönelik belirsizlikler artış gösterdi. Salgının hızında artış devam ederken, ekonomilerde yavaşlama beklentisi ile küresel risk alma iştahı geçtiğimiz haftalarda olumsuz etkilenmişti. Yurtdışı piyasalardaki zayıflığın yanı sıra içeride jeopolitik risklerin artması TL varlıkların benzer ülke varlıklarına görece zayıf performans göstermesine neden olmuştu. Artan ülke risk primi ile birlikte dolarizasyon eğilimi, döviz kuru oynaklığının enflasyon beklentilerinde yükselişe neden olması gibi gelişmeler TCMB’den faiz artırım tahminlerini güçlendirmişti. TCMB’nin yeni dönemde piyasa beklentilerini karşılayacak şekilde parasal sıkılaştırmaya gitmesi ve tüm fonlamanın tek bir kanaldan gerçekleştirecek olması sadeleşme/anlaşılabilirlik adına piyasalar açısından pozitif. Diğer yandan TCMB’nin önümüzdeki dönem için parasal sıkılığın devamı konusunda duruşunu koruması makroekonomik ve finansal istikrara olumlu yansıyacaktır.  

 

Kararlar sonrasında TL varlıkların seyrine bakacak olursak; BIST 100 Endeksi banka hisseleri öncülüğünde yükselişine devam ederken, tarihi zirve yeniledi. Dolar kuru ise 7,60 desteğinin altı ile kısa vadeli sıkışmasını aşağı tamamladı. Öte yandan TR 5 yıllık CDS ise 360 seviyesine doğru geri çekildi. TCMB’nin piyasalar tarafından olumlu karşılanan kararlarının ardından, geçtiğimiz dönemde negatif ayrışan TL varlıkların önümüzdeki süreçte benzer ülkelere görece aradaki kaybı geri alma çabası içerisinde olduğunu görebiliriz. Kısa vadede endeksin 1300 seviyesinin üzerinde kalması, USD/TL’nin ise 7,60’ın altındaki seyrine devam etmesi muhtemel görünüyor.



İkon-ok
İrem Dışpınar 12 Kasım 2020 Perşembe
TL varlıklar pozitif ayrışıyor

Geçtiğimiz dönemde ağırlıklı olarak jeopolitik gerilimin etkisiyle baskı altında TL varlıklar; ABD başkanlık seçim sonuçlarının ve dışarıda aşı konusunda yaşanan gelişmelerin küresel piyasalar tarafından olumlu fiyatlanması ile toparlanma eğilimi içerisine girdi. Bu hafta siyasi taraftaki gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  yeni dönemde ekonomi politikalarında farklı bakış açısı geliştirilebileceğine, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesine yönelik sinyaller vermesi ile içeride oluşan olumlu hava  TL varlıklarda toparlanmanın devamını sağladı. Buna paralel Türkiye’nin risk primini gösteren 5 yıllık CDS’i 400’ün altına gerileyerek son 8 ayın en düşük seviyelerine yönelirken, yurtiçi varlıklar yurtdışından pozitif ayrışıyor.





TL karşısında dolar: 8,52 civarından gevşeme gösteren USD/TL’de 8,00 olan psikolojik desteğin aşağı kırılması ile beraber geri çekilme hızlandı.  Buna paralel bu hafta TL dolar karşısında yaklaşık olarak %10 oranında toparlanırken, benzer ülke para birimlerinin ortalamasına göre %9 olumlu performans gösterdi. Dolar kurunda geçtiğimiz haftalarda yaşanan sert yükselişin başladığı nokta olan 7,72 seviyesinin altına yönelim aşağı yönlü hareketin devamı adına olumlu görünüyor. Kurda 7,51 ise önemli destek seviyesi olarak takip edilebilir.



BIST 100 Endeksi: TL’deki değer kaybetme dönemi esnasında pozitif ayrışan endeks bu ayın başı itibariyle yükselen trendde hareket ediyor. Endeks kurdaki aşağı yönlü hareketin başladığı haftalık dönemde ise %8 oranında değer kazandı. Bu ayın başından itibaren ise endeks %19’a varan oranda yükseliş gösterdi. Özellikle TL’deki toparlanma ve ülke risk primindeki düşüş ile ralli hareketine devam eden endekste rekor kapanışlarla birlikte güçlü görünüm korunuyor. Endeksteki yükselişin rekor işlem hacmi ile desteklenmesini yukarı yönlü hareketin devamı için sağlıklı buluyoruz. Teknik olarak endekste 1245 desteğinin üzerinde kalınması kısa vadeli görünüm açısından önemli. 1300 ve 1310 direnç seviyeleri olarak korunuyor.

 


Sonuç olarak; gelecek hafta TCMB yeni başkanın göreve gelmesinin ardından faiz kararını açıklayacak iken, toplantıda politika faizinin ortalama fonlama maliyetine yakınsaması yönünde adım atılması TL varlıklardaki iyimserliğin devamı adına takip edilebilir. Kurlarda aşağı yönlü eğilimin korunması yurtiçi hisse ve tahvil-bono piyasalarındaki geçtiğimiz aylardaki benzer ülke varlıklarına görece olumsuz performansın geri alınması için öne çıkıyor.

 

İkon-ok
İrem Dışpınar 5 Kasım 2020 Perşembe
Küresel piyasalar ABD seçimlerini olumlu fiyatlıyor
Bu akşam (22:00) toplantı kararlarını açıklayacak olan Fed’in  %0-%0,25 olan politika faizi bandında bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Fed Başkanı Powell’ın kararların ardından gerçekleştireceği basın toplantısında (22:30), seçimlerin ardından önümüzdeki dönem için para politikasına ilişkin yapacağı yönlendirme, ekonomiye ve enflasyon yaklaşımına yönelik vereceği mesajlar takip edilecek.

 

ABD’de salgının yayılma hızında artış devam ederken, alınan kısıtlayıcı önlemler ile birlikte ekonomik aktivitede yeniden yavaşlama yaşanabilir. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde Fed’in düşük faiz politikası yaklaşımının devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. ABD seçim sonuçları netlik kazanmazken, Demokrat aday Biden seçimi kazanmaya yaklaşmış durumda. Trump, başkanlığı sırasında faizlerin düşürülmesi yanlısı bir tutum sergilerken, Biden’ın seçilmesi halinde Fed’in para politikasına yönelik yaklaşımı takip edilecek. Piyasalarda seçim sonuçları odak noktası iken, Fed toplantısının arka planda kalacağını düşünüyoruz.

 

Mevcut durumda Demokratların Kongre, Senato ve Başkanlığı aynı anda kazandığı “Mavi Dalga” ile seçimleri kazanması beklenmiyor. Senato’da Cumhuriyetçiler’in çoğunluğu koruması tahmin edilirken, her iki kanadı da elinde bulundurmaması Demokrat’ların geçirmek istedikleri mali teşvik paketi önünde önümüzdeki dönemde engel oluşturabilir. Küresel piyasalar Biden’ın başkanlığını ekonomik teşvik yanlısı tutumu dolayısıyla bu aşamada olumlu fiyatlıyor. Ancak seçimler öncesinde ekonomik paket ile ilgili bir türlü anlaşmaya varamadıklarından, bu konunun önümüzdeki dönemde çözüme kavuşturulması belirsizliğin ortadan kalkması ve küresel risk alma iştahının devamı açısından önemli.

 

Yurtiçi piyasalara bakıldığında; TL’de volatil seyir devam ederken, BIST 100 Endeksi yurtdışı borsalara paralel yükselen trendde güçlü seyrine devam ediyor. Endekste 1162 desteğinin üzerinde kalınması kısa vadeli olumlu görünümün korunması açısından öne çıkıyor. 1088 seviyesinin üzerinde 1204 hedef direnç seviyesi olarak takip edilebilir.


İkon-ok
İrem Dışpınar 22 Ekim 2020 Perşembe
TCMB politika faiz oranında değişikliğe gitmedi

TCMB PPK politika faiz oranında 150-200 baz puanlık artırım beklentilerinin aksine, faizi %10,25 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. TCMB toplantı metninde, enflasyonun öngörülenden daha yüksek bir seyir izlediğini, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla finansal koşullarda belirgin bir sıkılaşma sağlandığını belirtti. Bu doğrultuda TCMB, politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar verdiğini açıkladı.

 

TCMB likidite tedbirlerinin sürdürülmesine yönelik olarak para politikası operasyonel çerçevesinde değişikliğe giderek; geç likidite penceresi işlemlerinde uygulanacak TCMB borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300 baz puan olarak belirlenmesi şeklinde karar aldı. Bu kararı detaylandıracak olursak; geç likidite penceresi borç verme faiz oranı %13,25’te iken, gecelik borç verme faiz oranı %11,75 seviyesinde. Yani her iki faiz oranı arasında 150 baz puanlık fark bulunuyor idi. Bugünkü toplantıda gecelik borç verme faizi %11,75’te sabit kalırken, aradaki farkın da 300 baz olan belirlenmesi ile birlikte geç likidite penceresi faiz oranı %14,75 seviyesine yükseliyor olacak. Merkez bankasının 1 aylık repo ihalelerine de devam edeceğini düşünürsek ortalama fonlama maliyeti önümüzdeki dönemde %12,50 civarından %13,50-%14,00 bandına yükselebilir.  Dolayısıyla da TCMB’nin esnekliği artırarak likidite koşullarında ek sıkılaştırma yönünde adımlar attığını söyleyebiliriz.

 

Politika faiz oranında beklentilerin karşılanmamasının ardından TL varlıklar bu karara satış yönünde tepki verdi. Ancak verilen ilk tepkinin ardından önümüzdeki dönemde, TCMB’nin politika faiz oranını sabit bırakmasından çok, ortalama fonlama faiz oranındaki yükseliş ile beraber likidite koşullarında ek sıkılaşma ön plana çıkabilir. Buna paralel yurtiçi piyasalarda azalan volatilite ile birlikte yeniden küresel piyasalara paralel seyir görebiliriz. BIST 100 Endeksi’ne bakıldığında, kısa vadeli yükselen trend desteği 1195 seviyesinde bulunuyor. Dolayısıyla da endeksin bu seviye üzerinde kalabilmesi kısa vadeli görünümü açısından önemli. 1203 direncinin üzeri yukarı tepkinin devamı adına izlenebilir.



İkon-ok
Hilmi Yavaş 19 Ekim 2020 Pazartesi
Sanayi Üretim ve Perakende Satış Hacmi

2020’de GSYH’nin %8’ine ulaşan kredi genişlemesi ile beraber, sanayi üretim ve perakende satış hacmi 3Ç20’de çok hızlı toparladı.

  • Son gelen veriler, 3Ç20 itibariyle iktisadi faaliyetlerin dik bir V-şeklinde toparlandığını gösteriyor, 2020 yılı tamamı için beklediğimiz %1,75 oranındaki GSYH daralma yerine %0,50 daralma ile revize ediyoruz. Her ne kadar iç talep 4Ç20 itibariyle bir miktar frene basacak olsa da dış talebin nispeten güçlenmeye devam etmesi iktisadi faaliyetleri destekleyecektir.
  • Öte yandan, 2020’nin tamamında mal ve hizmet ihracatının %21 daralmasını, ithalatının ise %6,5 artış göstermesini bekliyoruz (mal ithalat hacminin yıllık bazda %20 oranında artma beklentimiz söz konusu).
  • 2020’nin tamamında hanehalkı tüketiminin yıllık %3,6, sabit sermaye yatırımlarının ise %2,3 artış göstermesi bekliyoruz. Toplam tüketim ve sabit sermaye yatırımlarının büyümeye 3,2 puan katkı yapmasını beklerken, net ihracat kaleminin büyümeye 6,3 puan negatif katkı yapmasını bekliyoruz. Hizmet ihracatının yılın 2. yarısında %70’den fazla oranda daralması net ihracat kaleminin üzerinde oldukça olumsuz etki göstermiş oldu.
  • Ancak, kredi genişlemesinin tersine dönmesi önümüzdeki senenin ilk yarısında iktisadi faaliyetleri baskılayabilir, Ekim sonu itibariyle kredi genişlemesinin GSYH’nın %4,0’üne, yıl sonu itibariyle ise %0-2 aralığına gerilemesini bekleriz.

 

Sanayi Üretimi Detaylar:


  • Mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi Ağustos’ta aylık bazda %3,4 artış gösterirken, beklentimiz %2,0 artış yönündeydi. Böylece, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık bazda %10,4 artış gösterdi.
  • Sanayi üretiminin 3Ç20’de yıllık bazda %7,5 artış göstermesini beklerken, bu artışın 2Ç20’de yaşanan %17 daralmayı kısmen telafi edeceğini değerlendiriyoruz. Öte yandan, parasal koşulların ve kredi standartlarının sıkılaşması ile beraber, sanayi üretimi 4Ç20’de yeniden bir miktar ivme kaybedebilir. Ancak, bu ivme kaybı daha çok kendisini 1Ç21’de de gösterebilir.
  • Dış talebin sanayi üretimindeki hızlı toparlanmaya katkısı olduğunu düşünüyoruz. 2,çeyrekte yıllık bazda %24 civarında daralan mal ihracat hacmi, 3. çeyrekte nispeten daha sınırlı %7,3 daralmıştı. 2020’nin son çeyreğinde ise sanayi üretiminin yıllık bazda %5,0 oranında artış gösterebileceğini değerlendiriyoruz.
  • Her ne kadar dış talep sanayi üretimini desteklediğini değerlendirsek de iç talebin ana sürükleyici olduğunu değerlendiriyoruz. 3Ç20’de İthalat hacminin yıllık bazda %13 artış göstermesi bunun en net göstergelerinden bir tanesi.

 


Kaynak: TÜİK, QNBFI; Son veri: Ağustos


Perakende Satış Hacmi Detaylar:


  • Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış perakende satış hacmi Ağustos’ta aylık bazda %1,4 artış gösterirken, yıllık bazda artış %5,8 oldu. Daha da çok dikkat çeken gıda ve akaryakıt harici perakende satışlar aylık bazda çok güçlü, %4,5 artış gösterirken, yıllık bazda artış %7,2 gerçekleşti.
  • 3Ç20’de perakende satış hacminin yıllık bazda %9 oranında artmış olabileceğini değerlendiriyoruz. Gıda ve akaryakıt dışı satış hacmi ise yıllık bazda %12 oranında artış gösterebilir.

  • Öte yandan, kredi genişlemesinin Ağustos’tan bu yana yavaşlatmasına rağmen Ekim ortası itibariyle son veriler, kredi kartı harcamalarının güçlü seyretmeye devam ettiği, hatta bazı kalemlerde çok güçlü seyrettiği yönünde bizlere bilgi sunuyor. 4 haftalık ortalama elektronik eşya/bilgisayar kredi kartı harcamaları yıllık bazda %128 artış gösterirken, market ve alışveriş merkezleri kredi kartı harcamaları yıllık %50 artış göstermiş. Mobilya harcamaları %41, yapı malzemeleri yıllık %49 artış göstermiş.
  • Merkezi Hükümet Bütçe verilerine göre, 3Ç20’de, katma değer vergisi gelirleri yıllık bazda %47, özel tüketim vergisi gelirleri ise %57 artış gösterdi. Oto satışlarından alınan ÖTV vergi tutarın önceki seneye kıyasla 4 mislinden fazla artarken, dayanıklı mallardan alınan ÖTV geliri yıllık bazda %160’dan fazla artış gösterdi.

Kaynak: TÜİK, QNBFI; Son veri: Ağustos


Hizmetler ve İnşaat Sektörü Detaylar:


  • Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış hizmetler sektörü cirosu Ağustos’ta aylık bazda %4,5 artış gösterirken, yıllık bazda %5,2 daraldı. Enflasyon etkisinden arındırdığımızda ise aylık hizmetler satışlarının %1’den daha az artış göstermiş olabileceğini ve yıllık bazda %20’den fazla daralmaya devam etmiş olabileceğini değerlendiriyoruz.
  • 3Ç20’de hizmetler sektörü satış hacminin yıllık bazda %15 daralmış olabileceğini değerlendiriyoruz, Ayrıca, 2Ç20’de %29’a yaklaşan bir daralma yaşanmıştı. COVİD etkisiyle özellikle turizm ve ulaştırma sektörlerinde yaşanan daralma hizmetler sektörü satışlarını etkileyen ana faktör.
  • İnşaat sektörü üretim hacminin 3Ç20’de yıllık bazda %1,5 oranında daraldığını hesaplıyoruz. Öte yandan, kredi büyümesinin ve düşük konut kredilerinin katkısıyla konut satışları 3Ç20’de yıllık bazda %49 artış gösterirken, ipotekli konut sayısı yıllık bazda %131 oranında artış gösterdi. Ancak, 1. el konut satışlarındaki artış yıllık bazda %23’de kaldı.
  • Genel olarak konut kredilerindeki ve konut satışlarındaki artışa rağmen, inşaat sektörünün yeteri kadar hareketlenmediğini gözlemliyoruz. Öte yandan, inşaat sektörü istihdamının COVİD-19 önceki seviyeyi yakaladığını gözlemlerken, inşaat sanayine dayalı sanayi üretim kategorilerinde (ağaç doğrama, hazır beton) üretim zayıf seyretmeye devam ediyor.
  • Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış inşaat sektörü cirosu Ağustos’ta aylık bazda %6 düşüş gösterirken, maliyet etkisinden arındırılmış daralma %8 civarı gerçekleşmiş olabilir. İnşaat sektörünün faizlerdeki artıştan hızlı ve en çok etkilenen sektör olduğunu gözlemliyoruz.
  •  


Kaynak: TÜİK, QNBFI; Son veri: Eylül (QNBFI Beklenti)

 

İkon-ok
Back to Top