Web sitemizdeki aktiviteyi analiz etmek ve daha iyi bir hizmet vermek amacıyla kendi çerezlerimizi ve üçüncü taraf çerezleri kullanmaktayız. Ayrıntılı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyiniz.

QNB Finansinvest Finans Odak

İrem Dışpınar 3 Eylül 2020 Perşembe
ABD verileri toparlanma eğiliminde…

ABD’de ISM imalat endeksi Ağustos ayında beklentilerin üzerinde 54,2’den 56 ‘ya yükselirken, Ocak 2019’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. ABD’de güçlü gelen ekonomik veriler salgın dolayısıyla olumsuz etkilenen ekonomide toparlanma umutlarının artmasına neden oluyor. Fed’in 12 merkez bölgesinden topladığı analizler ile ülkedeki son ekonomik durum hakkında özet sunan rapor olan Bej Kitap’ta, ekonomik faaliyetin çoğu bölgede arttığı genel görünümün ılımlı şekilde iyimser olduğu belirtildi. Ekonomik aktivite salgından önceki seviyelerin altında olsa da, ekonominin toparlanmasına yönelik iyimser beklentiler yatırımcı davranışlarına yansıyor. Buna paralel Mart ayının ortasından bu yana yükseliş eğiliminde olan ABD borsaları yukarı yönlü trendindeki hareketine devam ederken, S&P 500 ve Nasdaq  endeksleri rekor tazeliyor.  

 

Yurtiçi piyasaları etkileyen gelişmelere bakıldığında; başta Yunanistan olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz konusunda yaşanan gerginlik nedeniyle jeopolitik riskler yükselirken, bu durum TL varlıklara olumsuz yansıyor. Buna paralel BIST, genel olarak olumlu seyir izleyen gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsalarının gerisinde hareket ediyor. Risk alma iştahındaki olumlu yurtdışı etkisine rağmen jeopolitik gerilim nedeniyle BIST’te yükseliş çabalarının tepki niteliğinde kaldığını görüyoruz.

 

 

Sonuç olarak; salgın öncesi seviyelerin gerisinde olsa da, özellikle ABD’de ve diğer ülke ekonomilerinde toparlanmanın devam etmesi risk iştahının seyri açısından olumlu. Salgının artış hızında dünyada ekonomik çarkların yeniden yavaşlamasını gerektirecek bir durum  olmadığı ve ekonomilerde toparlanma eğiliminin devam ettiği bir ortamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsalarındaki yükselen trend korunabilir.  Ancak yurtiçi hisse senedi piyasalarımızda kısa vadeli görünümün olumlu hale gelmesi için, jeopolitik risklerde azalma ve TL’de değer kazanma eğiliminin öne çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Teknik olarak endekste 1095 direncinin altında yükselişler kısa soluklu kalabilir. Bu seviyenin üzeri görünümün güçlenmesi için takip edilebilir.

 

 

 

 

 

İkon-ok
İrem Dışpınar 20 Ağustos 2020 Perşembe
Altın onsta kısa vadeli görünüm zayıf iken, orta vadede olumlu

Güvenli liman algılamaları, merkez bankalarının para politikası adımları, küresel likidite, faiz,  jeopolitik gelişmeler, enflasyon altın fiyatlarının seyrinde etkili olan faktörler olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda merkez bankalarının ve hükümetlerin ekonomiyi canlandırmak için attığı adımlar, ara verilen ekonomik faaliyetlere yeniden başlanması ile toplam talebin artması enflasyon beklentilerinde iyileşmeye neden olmuştu. Diğer yandan salgının devam ediyor olması da güvenli liman algılamaları ile altına olan talebin artmasını sağladı. Altın fiyatları tüm bu gelişmelerin etkisiyle  Mart ayının ortasından başladığı yükseliş hareketi ile 2075 dolara ulaşırken, tarihi zirve seviyesini ileri taşıdı. Ancak Rusya’da aşıya yönelik olumlu haber akışı altın ons fiyatlarında  zirve seviyelerden kâr satışlarının başlamasının önünü açtı. 4,5 ayda zirve seviyeye göre yaklaşık olarak %41 oranında değer kazanan altın ons bu gelişme ile birlikte düzeltme hareketi içerisine girmiş oldu. Böylece altın onsta kısa vadeli teknik görünüm zayıflarken, belirgin yükseliş sonrası yaşanan bu hareket normal karşılanmalı görüşündeyiz. Son durumda altın ons sıkışma içerisinde hareket ederken, 1900 dolar desteği bu formasyonun destek seviyesine işaret ediyor. Dolayısıyla da  kısa vadede bu seviyenin üzerinde kalınması önemli. Görünümün güçlenmesi için ise 1965 dolar direncinin yukarı aşılması gerekiyor. Bu seviyenin üzerinde 2015 dolar önemli direnç olarak korunuyor.

 

Teknik olarak altın onsta kısa vadeli riskler aşağı yönlü olsa da, orta vadede ise durum tam tersine işaret ediyor. Mart ayının ortası itibariyle oluşan yükselen trenddeki hareketin devam etmesi nedeniyle orta vadeli olumlu görünüm korunuyor.  Diğer yandan  temel olarak bakıldığında ise, dünyada salgının devam ediyor olması, salgının yayılma hızında yaşanan artış, Çin-ABD arasındaki ticaret anlaşmazlığının sürmesi,  ABD seçimlerinin siyasi riskleri barındırması gibi gelişmeler altın ons fiyatlarını orta vadede destekleyebilecek faktörler olarak göz önünde bulundurulabilir. Orta vadede 1863 dolar önemli destek seviyesi olarak takip edilebilir.

 



Altın ons ve USD/TL’ye paralel geri çekilen gram altın üçgen formasyonu içerisinde sıkışma gösteriyor. 450 TL ilk etapta destek konumunda iken, bu seviyenin üzeri sıkışmanın içerisinde kalınması için takip edilebilir. 465 TL direncinin üzeri ise kısa vadeli görünümün güçlenmesi için öne çıkıyor.

 


İkon-ok
İrem Dışpınar 13 Ağustos 2020 Perşembe
Yurtdışı borsalar salgın öncesi seviyelerine ulaşırken, BIST 100 geride kalmış durumda

Pandemi nedeniyle Şubat ayı sonlarına doğru sert satış baskısı altında kalan küresel borsalarda bu kayıp son durumda geri alınırken, BIST 100 Endeksi yurtdışı borsaların gerisinde kaldı. Salgının yayılması ve ekonomik faaliyetlerdeki zayıflama nedeniyle küresel borsalar yaklaşık bir ay sert bir düşüş gerçekleştirmişti. Bu süre zarfında S&P 500 Endeksi ve MSCI Dünya Endeksi %33, MSCI Gelişmekte Olan Ülke Endeksi (GOÜ) %31, TL bazında BIST 100 %28, USD bazında BIST 100 Endeksi ise %31,6 oranında değer kaybına uğramıştı. Yaşanan bir aylık baskının ardından ise küresel borsalar 23 Mart tarihi civarında toparlanma eğilimine başlamıştı.




MSCI GOÜ bazında BIST 100 ($)




Küresel merkez bankalarının ekonomileri desteklemek için attığı gevşemeci para politikası adımları, zaman içerisinde salgının yayılma hızının azalması, ülkelerin normalleşme yönünde aldığı kararlar ve bu durumun ekonomik faaliyetlere olumlu yansıyacağına yönelik beklentiler endekslerin yükselen trendde hareket etmesinde etkili olan faktörler olarak öne çıkıyor. Buna paralel borsalar yukarı yönlü trendde hareket ederken, S&P 500 Endeksi özellikle de teknoloji şirketleri öncülüğünde kayıplarını geri aldı ve  tarihi zirve seviyesine yaklaştı. MSCI Dünya, MSCI GOÜ endeksleri de benzer şekilde pandemi öncesi seviyelerine ulaşmış durumda. Ancak yurtiçi hisse senedi piyasalarımıza bakıldığında, TL bazında BIST 100 salgın öncesi seviyelerinin yaklaşık olarak %9, dolar bazında BIST 100 ise %25 civarında gerisinde hareket ediyor. Özellikle de geçtiğimiz hafta yaşanan sert satışlar salgın öncesi seviyelerden uzaklaşılmasına neden oldu. TL’deki değer kaybı, TL volatilitesinin artması, jeopolitik gelişmeler, CDS’lerde yaşanan artış gibi gelişmeleri BIST 100 Endeksi’nin yurtdışı borsalara görece olumsuz performans göstermesinde etkili olan faktörler olarak belirtebiliriz.



Yurtdışı borsalarda yükselen trendde hareket devam ederken, olumlu teknik görünüm korunuyor. Ancak salgın öncesi seviyelere ulaşılmış olması nedeniyle önümüzdeki dönemde yükseliş hızında azalış görebiliriz. İçeriye bakıldığında ise, BIST 100 Endeksi  Şubat ayı seviyelerinin altında hareket etmesi ve yurtdışı borsaların gerisinde kalması  nedeniyle teknik olarak %9 civarı yükseliş potansiyeli taşıyor. Ancak teknik olarak var olan bu potansiyelin gerçekleşmesi temel taraftan da desteklenmesine bağlı. TL’de değer kaybetme hızının ve volatilitenin azalması, ülke risk priminin düşmesi gibi olumlu gelişmeler olması halinde endeksin salgın öncesi seviyelerine ulaştığını görebiliriz. Teknik olarak endekste 1095 desteğinin üzerinde kalınması kısa vadeli görünüm açısından önemli. 1143’ün aşılması hareketin 1116 ve 1200 dirençlerine devamı açısından öne çıkıyor.

İkon-ok
İrem Dışpınar 6 Ağustos 2020 Perşembe
BIST 100 Endeksi yurtdışı borsalardan negatif ayrışıyor

Yurtdışı borsalarda Mart ayının ortasından itibaren oluşan yukarı yönlü trend korunurken, BIST 100 Endeksi’nde bayram tatili öncesi başlayan sert satış baskısı devam ediyor. Yurtdışı piyasalara bakıldığında, Çin-ABD arasında geriliminden söz edebiliriz; ancak bu gelişmenin piyasa etkisinin sınırlı kaldığını görüyoruz. Özellikle ABD borsalarında aşı beklentileri ve teşvik paketine dair gelişmeler, Avrupa tarafında ise teşvik programına yönelik iyimser beklentiler genel olarak bölge borsalarını destekliyor. İçeride ise  TL fonlama ihtiyacı yabancı yatırımcının kar satışları gerçekleştirmesine neden oluyor. USD/TL 7,00 olan psikolojik seviyeyi yukarı kırarken, 7,26 olan bir önceki tarihi zirvesinin de üzerine yöneldi, EUR/TL ise EUR/USD’nin de etkisiyle rekor tazeleme eğilimi gösteriyor. TL’de değer kaybı yurtiçi piyasalara olumsuz yansırken, endeks Mayıs ayının sonlarındaki en düşük seviyelere  geri çekildi.

 

Bayram tatili öncesinde 28 Temmuz’dan bu yana aşağı yönlü trendde hareket  endeks bu süre zarfında TL bazında %12 oranında düşüş gösterdi,. Dolar bazında bakıldığında ise; BIST 100 Endeksi %18 civarında değer kaybederken,  MSCI gelişmekte olan ülke (GOÜ) endeksi ($) yaklaşık olarak %3, MSCI dünya endeksi ($) ise %2 civarında yükseldi. Böyle endeks hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke  borsalardan negatif ayrışıyor.




 

MSCI GOÜ bazında BIST 100 ($)



Önümüzdeki dönemde; BIST 100 Endeksi’nin seyrinde TL likiditesi, TL volatilitesi, yabancı yatırımcının eğilimi gibi faktörler etkili olmaya devam edecek. TL’deki değer kaybı eğiliminin güç kaybetmesi, kurlarda yeniden rahatlama görülmesi endekste dip oluşumunun gerçekleşmesi  ve aşağı yönlü seyrin terse dönmesi açısından öne çıkıyor. Dip oluşumu gerçekleşmediği sürece yükselişler tepki niteliğinde kalabilir. Teknik olarak bakıldığında, 1066 direncinin üzeri yukarı hareketin yeniden 1075 ve 1085 direnç seviyelerine doğru ivme kazanması için takip edilebilir. 1045’nin altında ise 1035 destek seviyesi olarak izlenebilir.

İkon-ok
İrem Dışpınar 23 Temmuz 2020 Perşembe
Altın Ons Fiyatları Son Dokuz Yılın Zirvesinde

Altın ons fiyatları yukarı yönlü trendine devam ederken, son dokuz yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Güvenli liman algılamaları, merkez bankalarının para politikası adımları, küresel likidite, faiz,  jeopolitik gelişmeler, enflasyon gibi bileşenler altın fiyatlarıda değişime neden olan faktörler olarak öne çıkıyor. Altın fiyatlarına bakıldığında, ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı devam ederken, Mayıs 2019’da yukarı yönlü hareketine başladığı görülüyor. Virüs salgınının hızla yayılmasının etkisiyle de güven liman algılamaları ile Mart ayının sonlarına doğru fiyatlardaki yükseliş ivme kazandı. Salgın dolayısıyla Fed, ECB gibi majör merkez bankalarının gevşeme yönünde attığı para politikası adımlarının yanı sıra ABD ve Avrupa tarafında ekonomiyi teşvik amaçlı kurtarma paketleri altın fiyatlarına olumlu yansıyor.

 

 


 

 

Merkez bankalarının ve hükümetlerin ekonomiyi canlandırmak için attığı bu adımlar, ara verilen ekonomik faaliyetlere yeniden başlanması ile toplam talebin artmasına bağlı olarak enflasyon beklentilerinde iyileşmeye neden oldu. Buna paralel altın ons fiyatları güvenli liman algılamaları, enflasyona yönelik daha olumlu beklentiler ve dolar endeksindeki son dört ayın en düşük seviyeye gelinmesi ile Mart ayının sonundan itibaren yaklaşık olarak %25 oranında yükseldi. Altın fiyatlarını destekleyen bu faktörler mevcut iken ve bu gelişmelerin devamı öngörülürken önümüzdeki dönemde küresel salgın ortamında genel itibariyle altında yukarı yönlü trend korunabilir. Virüs salgınında yayılma hızının belirgin bir şekilde azaldığına yönelik gelişmeler olmadığı sürece altın fiyatları destek bulmaya devam edebilir.

 

 


 

 

Öte yandan altın ons ve USD/TL’ye bağlı olarak hareket eden gram altın da tarihi zirve seviyelerini ileri taşıyor. USD/TL’de bant dahilinde sakin bir seyir devam ederken, gram altın, ons fiyatlarının etkisiyle de son dört aylık dönemde %31 civarında değer kazanmış durumda. Temel gelişmelerin yanında teknik olarak fiyatlara bakıldığında; altın ons 1830 dolar desteğinin üzerinde 1921 dolar olan tarihi zirvesini hedefliyor. Gram altın fiyatlarında ise 400 TL desteğinin üzerinde kısa vadeli yön yukarı gözüküyor.

İkon-ok
İrem Dışpınar 9 Temmuz 2020 Perşembe
BIST’te yabancı takas oranı 16 yıl sonra ilk kez %50’nin altına geriledi…

Küresel merkez bankalarının ekonomileri desteklemek için geçtiğimiz aylarda attığı gevşemeci para politikası adımları ve ülkelerin normalleşme yönünde aldığı kararlar sonrasında küresel ekonomik veriler toparlanma eğilimi gösteriyor. Özellikle dünyanın en büyük ekonomilerinden olan ABD ve Çin’de son dönemde beklentilerin üzerinde açıklanan ekonomik veriler küresel piyasalara destek sağlıyor. BIST’e bakacak olursak; küresel risk iştahındaki artış ile yurtdışı borsalara paralel hareketle yaklaşık dört aydır yükselen trendde hareket ediyor. Ancak endekste son aylarda yaşanan yükselişi, önceki yıllarda gerçekleşen ralli hareketinden ayrıştırmak gerektiğini düşünüyoruz. Önceki yıllara bakıldığında yurtiçi hisse senedi piyasalarımız büyük ölçüde yabancıların dolaylı yatırımları, alım yönünde aldıkları pozisyon ile yükseliş gösteriyordu. Bu esnada BIST’te ve yabancı takas oranında paralel şekilde yükseliş gözlemleniyordu. Ancak son aylarda bu durumun terse döndüğünü görüyoruz. BIST 100 Endeksi dört aylık dönemde TL bazında yaklaşık olarak %41 oranında yükselirken, yabancı takas oranı 9 puanın üzerinde düşüşle %49,8 seviyesine geriledi. Endeks beş ay aranın ardından 120.000 seviyesinin üzerini test ederken yabancı takas oranı 16 yıl sonra ilk kez %50 seviyesinin altına gerilemiş oldu.  




 

TCMB’nin haftalık olarak açıkladığı yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi net hareketleri verilerine bakıldığında ise, Mart ayının ortasından 3 Temmuz haftasına kadar yaklaşık olarak 2,5 milyar dolarlık yabancı fon çıkışı görülüyor. Bu durum da bize yurtiçi hisse senedi piyasalarımızın yerli yatırımcıların artan alımları ile yükseldiğini gösteriyor. Diğer yandan endeks bu hafta 120.000 seviyesine yönelirken, BIST’te  35 milyar TL ile rekor işlem hacmi gerçekleşti. Burada önemli nokta; BIST yerli yatırımcılar ile yukarı yönlü bir seyir izlerken, yükseliş işlem hacmindeki artış ile destekleniyor. İstatistiki olarak bakacak olursak, yılın başından bu yana endekste toplam işlem hacmi 1,75 trilyon TL olarak gerçekleşirken, bu rakamın geçen senenin aynı dönemine göre iki katına ulaştığını söyleyebiliriz. Endekste yükselişin yerli yatırımcıların artan işlem hacmi ile desteklenmesini yukarı yönlü hareketin korunması adına sağlıklı buluyoruz.




İkon-ok
Back to Top